7 Eylül 2012 Cuma


Peygamberimiz (sav), İslam Ahlakının Hicri 1400'lerde Hakim Olacağını Müjdelemiştir


Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği olayların hepsinin tahakkuk etmiş olması kadar önemli bir diğer bilgi de Resulullah (sav)'in dünyanın ömrü hakkında verdiği bilgidir. Peygamberimiz (sav) hadis-i şerifleriyle, İslam ümmetinin icabet ömrünün 7000 yıl olduğunu bildirmiş kendisine kadar da bu ömürden 5600 yılın geçtiğini açık bir şekilde ifade etmiştir. 7000'den 5600 çıktığında geriye 1400 kaldığına göre, ayette bildirilen Hz. İsa (as)'ın gelişi, Resulullah (sav)'in müjdelediği Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı ve İslam ahlakının dünyaya hakim oluşu Hicri 1400'lerde gerçekleşecektir.
Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen dünyanın ömrü ile ilgili söz konusu sekiz hadis şöyledir:
İbni Asakir diyor ki: Ebu Said Ahmed b. Muhammed Bağdadi (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (ra)'dan O dedi ki, Resulullah (sav) buyurdu: Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için, gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişçesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR.
İbni Abiyy diyor ki: Ebu İshak, İbrahim b. Abdullah Nebti, (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (ra)'dan O dedi ki, Resullullah (sav) buyurdu: DÜNYANIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDEN YEDİ GÜNDÜR. ALLAH TEALA BUYURDU Kİ: "SENİN RABBİNİN YANINDAKİ BİRGÜN, SİZİN SAYDIĞINIZ BİN YIL GİBİDİR."
İbni Ebi Dünya, Zemmil Emel'inde diyor ki: Ali b. Said, Hamza b. Hişan'dan, O da Said b. Cubeyr'den rivayet ettiler ki, DÜNYA, AHİRET HAFTALARINDAN BİR HAFTADIR.
İbni Ebi Hatem, Tefsir'inde İbni Abbas'dan rivayet etti ki: DÜNYA, AHİRET HAFTALARINDAN BİR HAFTA OLUP, YEDİ BİN SENEDİR VE BUNUN ALTI BİNİ GEÇMİŞTİR.
İbni Abbas'dan sahih olarak nakledilen şöyle bir rivayet vardır. O DEDİ Kİ: DÜNYA YEDİ GÜNDÜR. HER BİR GÜN BİN YIL GİBİDİR. VE RESULULLAH (SAV) DE ONUN SONUNDA GÖNDERİLDİ. Ashabı Kiramın gördüğü bir rüya Tabarani Kebir'inde diyor ki, Ahmed b. Nadr el-Askeri ve Cafer b. Muhammed-ül Feryabi nakletmişler ki; (Ravi silsilesi ile) Dakkak b. Zeyd-i Cüheni'den rivayet ettiler. O dedi ki: Ben gördüğüm bir rüya'yı Resullullah (sav)'e anlattım. Bu rüyada Peygamber (sav) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi. O BUYURDU Kİ: YEDİ BASAMAKLI GÖRDÜĞÜN MİNBER ŞU DÜNYANIN ÖMRÜ OLAN YEDİ BİN SENEDİR, BEN DE ONUN SON BİNİNDE OLACAĞIM.
İbni Abd-il Hamid, Tefsir'inde diyor ki; Muhammed b. Fadl, Hammad b. Zeyd'den, O da Yahya b. Atik'den, O da Muhammed b. Sirin'den, O da Müslüman olmuş kitap ehli birisinden rivayet ettiler ki:ALLAH, GÖKLERİ VE YERLERİ ALTI GÜNDE YARATMIŞTIR. RABBİMİN YANINDA BİR GÜN, SİZİN DÜNYA HAYATINDA SAYDIĞINIZ BİN YIL GİBİDİR. VE DÜNYANIN ECELİ ALTI GÜNDÜR, YEDİNCİ GÜNDE KIYAMET KOPACAKTIR. ALTI GÜN GİTMİŞTİR VE SİZ YEDİNCİ GÜNDESİNİZ. Peygamber (s.a.v.) zamanında, Adem (a.s.)'dan beri 5600 yıl geçmiş olduğu Ahmed İbni Hanbel İlel'inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed'den O da Vehb'den rivayet etti:
DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR. (Ahir Zaman mehdisinin alametleri, Celaleddin Suyuti'nin tasnifinden Hadisler, Ali bin Hüsameddin El-Muttaki, sf. 88,89)


Peygamberimiz (sav) söz konusu hadis-i şeriflerinde özel bir takvime göre bir zaman bilgisi vermektedir. Nasıl ki, Hz. İsa (as)'ın doğum günü, Peygamberimiz (sav)'in Mekke'den Medine'ye hicreti bir takvim başlangıcı olarak alınarak Hicri ve Miladi takvimler oluşmuş ise, aynı bu şekilde Peygamberimiz (sav)'in de, o dönemde kullanılmakta olan belli bir takvime göre böyle bir hesaplama yapmış olması muhtemeldir. Şu an 2010 yılında olduğumuzu söylerken nasıl dünyanın yaşının 2010 yıl olduğunu kastetmiyorsak Peygamberimiz (sav) de, hadis-i şeriflerinde ümmetine dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğunu, kendisine kadar da bu ömürden 5600 yıl geçtiği bilgisini verirken dünyanın başlangıcından itibarenki yaşını kastetmemektedir. Bu tarih; belki Hz. Nuh (as) ya da Hz. İbrahim (as)'ın doğumu, Hz. İbrahim (as)'a peygamberlik görevinin verilmesi veya Hz. İbrahim (as)'ın bir yerden bir yere hicreti ya da Hz. Nuh (as)'ın gemiye binip tufanın başlaması ya da tufanın son bulması ya da başka peygamberlerin hayatlarında gerçekleşmiş benzeri başka birçok önemli olayın başlangıç ve bitiş tarihlerine göre belirlenmiş bir takvim üzerinden hesaplanmış olabilir. Burada önemli olan, Peygamberimiz (sav)'in söz konusu bu takvimin başlangıcı üzerinden Dünyanın ömrünün bu takvime göre 7000 yıl olduğunu ümmetine bildirmesi ve kendisine kadar da bu başlangıçtan itibaren 5600 yıl geçtiğini net bir şekilde bildirmiş olmasıdır.
7000-5600 = 1400


Demek ki Peygamberimiz (sav)'in döneminde, Dünya'nın ömründen sadece 7000 yıllık dönemi kapsayan bir takvim kullanılıyordu. Peygamberimiz (sav) de bu takvimi esas alarak; kendi döneminden, İslam ümmetinin sonuna kadar olan döneme ait bazı bilgiler verdi.
Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadise dayalı olarak Suyuti Hazretleri'nin yaptığı açıklamada ümmetin ömrünün Hicri 1500'leri geçmeyeceği belirtilmektedir:
"BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK." (Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu'l-İlel, sh. 89.)
Büyük ehl-i sünnet alimi Berzenci Hazretleri ümmetin ömrünün Hicri 1500'ü geçmeyeceğini ifade eder:
"BU ÜMMETİN ÖMRÜ BİN SENEYİ GEÇECEK, FAKAT BİN BEŞ YÜZ SENEYİ AŞMAYACAKTIR..." (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299)
Son 1000 yılın en büyük müceddidi Said Nursi Hazretleri Müslümanların Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerinde olacaklarını ve 1506'lara kadar galibane olarak devam edeceğini 1545 tarihinde ise kıyametin kopmasının muhtemel olacağını (Doğrusunu Allah bilir) ifade etmektedir:
"Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır." "Ümmetimden bir taife.." fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. "Hak üzerinde olacaktır." (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. "Allah'ın emri gelinceye kadar" (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545 (2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder. (Kastamonu Lahikası, s. 33)
Hem ehli sünnet alimlerinden Berzenci ve İmam Suyuti Hazretleri'nin hem de Üstad'ın Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadisler doğrultusunda yaptıkları açıklamalara göre ümmetin ömrünün Hicri 1500'leri geçmeyeceği anlaşılmaktadır. Bu bilgiler vesilesiyle Hz. Mehdi (as)'ın zuhur edeceği ve dolayısıyla da İslam ahlakının dünyaya hakim olacağı ahir zamanın, içinde bulunduğumuz bu yüzyıl olduğu yani Hicri 1400'ler olduğu açıkça görülmektedir.


Ahir zaman hadislerini gizlemek isteyenlerin çabası boşunadır
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Ashab-ı Kiram döneminden itibaren Müslümanların Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişini özlemle beklediklerinden bahsedilir. Hadislerde ayrıca Peygamberimiz (sav), o dönemde yaşayacak olan müminlere, "karda sürünerek de olsa Hz. Mehdi (as)'ı bulup ona uymaları"nı bildirerek, bu kıymetli asra yetişenlere, Allah'ın lütfuna layık olmaya çalışmalarını öğütlemiştir.
İşte bu kitabın hazırlanmasındaki amaçlardan biri de hem Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ı heyecanla bekleyen Müslümanların hem de bu konuyu merak eden tüm insanların, en doğru bilgilere ve en güvenilir, sahih kaynaklara ulaşabilmeleri; Peygamberimiz (sav)'in, asırlar boyu titizlikle nakledilerek günümüze ulaştırılan kıymetli hadislerinde bu mübarek şahıslar hakkında verilen önemli haberleri öğrenebilmeleridir. Bu vesileyle Müslümanlar, İslam dünyası ve yeryüzündeki tüm insanların huzuru için büyük önem taşıyan bu önemli gelişmeleri daha yakından takip edebilecek ve bu tarihi olaylara daha hızlı ve güzel bir şekilde hazırlanabileceklerdir.
Bu kitabın bir diğer amacı da Peygamber Efendimiz (sav)'den rivayet edilen ahir zaman ve Hz. Mehdi (as) ile ilgili hadis-i şerifleri bir araya getirerek, "Hz. Mehdi (as)'ın gelmeyeceğini", ya da "bir şahıs olarak değil şahsı manevi olarak geleceğini", ya da "geçmiş zamanda gelip görevini tamamlayıp sonra da vefat ettiğini", ya da "bu yüzyılda değil, önümüzdeki yüzyıllarda geleceğini" iddia eden birtakım çevrelere ahir zaman alametlerinin iddialarının doğru olmadığının delillerini sunmaktır. Kitapta hadislerle ilgili hiçbir yorum ve açıklama yapılmamaktadır, çünkü Peygamber Efendimiz (sav)'in ahir zaman ve Mehdiyet ile ilgili hadis-i şerifleri hiçbir açıklama ya da tefsir gerektirmeyecek kadar açık, net ve anlaşılırdır.

Ahir zaman müjdelerinin sevincini yaşamak

Yüzyılımızda yaşayan bu tarihi şahısların çıkışını hasretle, ümitle, şevkle bekleyen samimi iman eden kişiler inşaAllah Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın yardımcılarından, dostlarından, yakınlarından olabilme şerefine erişebileceklerdir. Yeryüzündeki dinsiz akımlara karşı yürütecekleri fikri mücadelelerinde, tüm dünyaya İslam ahlakının yayılmasında, Türk-İslam dünyasının birlik olmasında, Hıristiyan ve Musevi dünyasının Kuran'a ve hak dine tabi olmasında inşaAllah Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın destekçilerinden olabileceklerdir.


Bu mübarek şahısların yardımcılarından olup, tüm dünyanın hasret kaldığı adalet, barış, huzur, mutluluk, bolluk ve berekete kavuşmasına vesile olma şerefine erişmek, tüm insanlık için elbette ki çok büyük bir müjdedir. Allah'ın vadi haktır ve gerçekleşecektir.
Allah'ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir. (Bu,) Allah'ın va'didir; Allah, vadinden geri dönmez. Ancak insanların çoğu bilmezler. (Rum Suresi, 5-6)

HZ. MEHDİ (AS)'I İNKAR EDENLERİN DURUMU

1- DEVRİN İMAMINI KABUL ETMEDEN ÖLEN, CAHİLİYE ÖLÜMÜ ÜZERİNE ÖLMÜŞ OLUR

Fuzeyl bin Yesar şöyle der: İmam Muhammed Bakır'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Her kim zamanının imamını tanımadan ölürse cahiliyet ölümü üzerine ölmüş olur. Ve her kim imamını tanırsa Kaim (Hz. Mehdi) aleyhisselam'ın zuhurunun erken veya geç olması, onun için fark etmez. Ve her kim imamını tanıyarak ölürse Kaim (Hz. Mehdi) aleyhisselam'ın çadırında olanlar gibidir." (Gaybetul Numani, sf. 407)

2- DİĞER İMAMLARI KABUL EDİP HZ. MEHDİ (AS)'I İNKAR EDEN, TÜM PEYGAMBERLERİ KABUL EDİP HZ. MUHAMMED (SAV)'İ İNKAR ETMİŞ GİBİ OLUR



Onbirinci İmam Hasan Askari dedi ki: "Allah'ın peygamberinden sonraki imamları kabul edip Mehdi (as)'ı inkar eden kişi, tüm peygamberleri kabul eden, ama Muhammed (sav) reddeden kişi gibidir. Ve her kim Allah'ın peygamberini (Muhammed (sav)) inkar ederse Allah'ın bütün peygamberlerini inkar etmiş gibi olur. Bizim sonuncumuza itaat etmeniz birincimize itaat etmeniz gibidir ve sonuncumuzu inkar etmeniz birincimizi inkar etmeniz gibidir. Dikkat edin! Doğrusu Mehdi için Allah'ın korudukları dışında, tüm insanların şüpheye düşeceği bir gayb olacaktır." (Ithbatu'l-hudat, Şeyh Hurr el-Amili, sf. 427)

3- PEYGAMBERİMİZ (SAV), "MEHDİ'Yİ İNKAR EDEN BENİ İNKAR EDER" BUYURMUŞTUR

Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kâim, (kıyam edecek olan Mehdi) benim evlatlarımdandır. Adı, benim adım; künyesi, benim künyem; huyu, benim huyum ve davranışları da benim davranışlarım olacaktır. İnsanları benim dinime çağıracak, Allah'ın Kitabına davet edecektir. Ona itaat eden, bana itaat eder. Ona isyan eden bana isyan eder. Zuhurundan evvel onu inkar eden beni inkar etmiştir. Onu tekzip eden (yalanlayan) beni tekzip etmiştir. Onu tasdik eden, beni tasdik etmiştir. Onu (hz. Mehdi'yi) tekzip edenleri (yalanlayanları), onun (hz. Mehdi'nin) hakkındaki sözlerimi inkar edenleri ve ümmetimi saptıranları allah nezdinde şikayet edeceğim. Zalimler yakında işlerinin sonucunu göreceklerdir." (Bihar-ul Envar, c.51, s.73)
Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Evlatlarımdan olan Mehdi'yi inkar eden beni inkar etmiştir." (Bihar-ul Envar, c.51, s.73)

4- HZ. MEHDİ (AS)'I BEKLEMEK İBADETTİR

Kaimimiz Mehdi (as)'ın arkadaşları arasında olmayı uman kişiler onu beklemeli ve şefkatli ve iyi davranışları benimsemelidir. (İmam Mehdi Hakkında Sorular ve Cevaplar, Seyid Hüseyin Hüseyni)
Emir'ul- Muminin Ali, Resulullah (sav)'den şöyle nakleder: "İbadetlerin en üstünü Mehdi (as)'ın zuhurunu beklemektedir." (Yenabi'ul- Mevedde, s.493. el-Mehdi, s.201)

5- ALLAH, MİRAÇTA PEYGAMBERİMİZ (SAV)'E HZ. MEHDİ (AS)'I GÖSTERMİŞ VE HZ. MEHDİ (AS)'I SEVDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİR

Abdullah bin Ömer bin Hattab'den, Resulullah (sav) şöyle buyurdu: Miraç gecesi Allah azze ve celle bana şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Onları görmek ister misin?" "İsterim ya Rabbim!" dedim.
Şöyle buyurdu: "Öyleyse biraz ilerle." Biraz ilerleyince Ali bin Ebu Talib'i gördüm. Sonra Hasan, Hüseyn, Ali bin Hüseyn, Muhammed bin Ali, Cafer bin Muhammed, Musa bin Cafer, Ali bin Musa, Muhammed bin Ali, Ali bin Muhammed, Hasan bin Ali ve hüccet-i kaim'i (Hz. Mehdi (as)'ı) gördüm. Mehdi onların içinde parlayan yıldız gibiydi.
Dedim ki: "Ey Rabbim! Kimdir bunlar?"
Şöyle buyurdu: "Onlar imamlardır. Bu da Kaim (Mehdi)'dir. Helalimi helal edecek, haramımı ise haram edecektir. Düşmanlarımdan da intikam alacaktır. Ey muhammed, onu sev, çünkü ben onu seviyorum, onu seveni de seviyorum." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s.97)

6- HİÇBİR ŞEY MÜSLÜMANLARI HZ. MEHDİ (AS)'A TABİ OLMAKTAN ALIKOYMAMALIDIR

Hiçbir şey seni ona biat etmekten (onun talebesi olmaktan, ona tabi olmaktan) alıkoymasın, seni engelleyenler her zaman fitneye sığınanlardır. Eğer konuşurlarsa şerr konuşurlar, eğer susarlarsa fasit ve fasıktırlar." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 252)

7- MÜSLÜMANLAR EN ZOR KOŞULLARDA DAHİ OLSA HZ. MEHDİ (AS)'I ARAMAKLA YÜKÜMLÜDÜR



Sizden ona (Hz. Mehdi (as)'a) kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o, Hz. Mehdi (as)'dır. (İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, s. 527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)
Allah Resûlü (sav), Huzeyfetü'l-Yemani, "Bu sulhtan sonra ne olacak?" dediğinde de şöyle buyurmuşlardı: "Dalalete davet edilecek. İşte sen o gün bir Halife (Hz. Mehdi (as)) gördüğünde ağacın kökünü ısırarak da olsa (yani açlıktan çok çaresiz hale gelmiş dahi olsan) ölünceye kadar ona koş" buyurmuşlardı. (Ebu Avane, Müsned, 4:476)

8- PEYGAMBERİMİZ (SAV) HZ. MEHDİ (AS)'I TERK EDEN, ALLAH'I TERK ETMİŞ OLUR DEMEKTEDİR

… Bu ümmetin Mehdi'si de bizdendir. Benden sonra onlara sarılan şüphesiz ki Allah'ın kopmaz ipine sarılmıştır. Onları (Mehdi (as) ve cemaatini) terk eden ise Allah'ı terk etmiş sayılır. (Isbat-ul Hüdat, c.2, s.526)
HZ. MEHDİ (AS)'IN SOYU (NESEBİ)


9- HZ. MEHDİ (AS)'IN SOY AĞACINI PEYGAMBERİMİZ (SAV) AÇIKLAMIŞTIR
Mufaddıl dedi: "Ey Mevlam! Hz. (Mehdi as) zuhuru nasıldır?" (Sadık) dedi: "Ey Mufaddıl! Açığa çıkmak için şüpheli zuhur eder, namı yayılır, emri bilinir, ismiyle ve lakabıyla anılır, nesebi açıklanır, kabul eden ve etmeyen, tahkik edip yalanlayanların diline düşer ki; bahsedilen ispatlara uygun düşsün ve ona olan delillerimiz ispatlansın, soyunu adını ve lakabını belirttik ki, insanlar adını, soyunu ve lakabını bilmiyoruz demesinler diye dedesi peygamber (sav) adını verdik." (Bihar-ül Envar, cilt 53)

10- PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SOYUNDANDIR



Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (cc) benim Ehl-i Beytimden (soyumdan) bir zatı (Hz. Mehdi (as)'ı) gönderecek.
(Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Hz. Mehdi (as) ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)
Benim Ehl-i Beytimden bir şahıs (Hz. Mehdi (as)) bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez.
(En-Necmu's Sakıb, Ukayli)
Bütün peygamberler birbirinin soyundandır. Hz. Mehdi (as) da hadislerin belirttiğine göre bu soydan gelmektedir. Halk arasında bu soydan gelenlere "seyyid" denmektedir. Hz. Mehdi (as) da seyyid olacaktır.
Allah, Kuran'da birbirlerinin soyundan gelen elçilerden bahsetmektedir. Bu ayetler Hz. Mehdi (as)'ın da aynı soydan geleceğine işaret etmektedir.
Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir. (Al-i İmran Suresi, 33-34)
"Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin." (Bakara Suresi, 128)
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. (Enam Suresi, 87)

11- HZ. ALİ'NİN SOYUNDANDIR



Hz. Ali b. Ebu Talib şöyle buyuruyor: "Vaat edilmiş Mehdi bizden olacaktır ve ahir zamanda zuhur edecektir. Hiç bir millet arasında ondan başka beklenilen bir Mehdi yoktur." (Isbat-ül Hüdat, cilt 7, s.148)

12- HZ. HASAN'IN SOYUNDANDIR

"Hz. Mehdi, Fatima'nın evlatlarındandır ve HASAN'IN SOYUNDANDIR." (Ebu Davud, Hz. Mehdi, 1)
Hz. İmam Ali Naki şöyle buyurmuştur: "BENDEN SONRA OĞLUM HASAN İMAMDIR VE HASAN'DAN SONRA DA ADALETİ TÜM DÜNYAYI KAPLAYACAK OLAN OĞLU MEHDİ'DİR." (Isbat-ül Hüdat, cilt 6, s.275)

HZ. MEHDİ (AS)'IN DOĞUMU

13- DOĞUMU GİZLİ, YANİ EVDE OLMUŞTUR



İmam Zeyn-ul Abidin şöyle buyurmuştur: "Bizim Kaim'imiz (Hz. Mehdi (as) ile Allah'ın resulleri arasında bir takım benzerlikler vardır... İBRAHİM (as) İLE, DOĞUMUNUN GİZLİ OLMASI (DOĞUMUNUN EVDE OLMASINDA) ...benzerliği vardır." (Kemal'ud-Din s. 322, 31. Bab, 3. hadis)
Hz. Ali b. Hüseyin Zeynel Abidin şöyle buyurur: "KÂİM'İMİZİN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) DOĞUMU İNSANLARA GİZLİ KALACAKTIR (yani, doğumu evde olacaktır) ..." (Bihar-ül Envar, cilt. 51, s. 135)

14- BÜYÜK BİR ŞEHİRDE DOĞMUŞ, SONRA YİNE BÜYÜK BİR ŞEHRE GİTMİŞTİR VE "KARA KÖYÜ"NDENDİR



MEHDİ, MEDİNE'DEN (BÜYÜK ŞEHİRDEN) ÇIKACAK VE MEKKE'YE GELECEK. İnsanlar onu, kendi aralarından (tanıyıp) ortaya çıkaracaklar .... (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
MEHDİ (AS)'IN KARA KÖYÜNDEN ÇIKACAĞI söylenmiştir. (Mustafa Reşit Filizi, Risalet-ül Huruc ül Mehdi, s. 69)
Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadislerde medine kelimesi kapalı bir üslup içinde kullanılmıştır. Yani Peygamberimiz (sav) medine kelimesini farklı farklı anlamlarıyla kullanmıştır. İslam aleminde ise çok fazla büyük şehir yani medine vardır. Bu nedenle söz konusu hadislerde geçen medine kelimesinin hangi anlamı taşıdığını ancak konuyla ilgili diğer rivayetleri inceleyerek anlamak mümkündür.
Örneğin yukarıda yer verdiğimiz hadiste Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (as)'ın medineden, yani büyük bir şehirden çıkacağını bildirmekte, başka bir hadiste de Hz. Mehdi (as)'ın "Kara köyünden çıkacağını" ifade etmektedir. İmam Kurtubi'nin Tezkire'sinde ise Hz. Mehdi (as)'ın, İslam ülkelerinin batı tarafından çıkacağı ifade edilmiştir. Bu ifade, Hz. Mehdi (as)'ın doğduğu büyük şehrin İslam ülkelerinin batı tarafında yer alan büyük bir şehir olduğunu göstermektedir.
Başka bir hadiste ise Peygamberimiz (sav), karşısındaki kişiye Hz. Mehdi (as)'ın medineyi yani büyük bir şehri manen fethedeceğini söylemektedir. Rivayette Peygamberimiz (sav)'in karşısındaki kişi, çok fazla medine (yani büyük şehir) olduğundan Hz. Mehdi (as)'ın hangi medineyi yani hangi şehri manen fethedeceği konusunda şüpheye düşmüştür. Bu nedenle Peygamberimiz (sav)'e bu medinenin (büyük şehrin) hangisi olduğunu sormuştur.
Peygamberimiz (sav) de cevap olarak bu medinenin (yani şehrin) İstanbul olduğunu söylemiştir.
Hz. İbni Amrdan (ra) rivayet edilmiştir:
Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: Ey Ümmet! Altı şey vardır ki; onlar olmadan kıyamet kopmaz (altıncısı) medinenin (şehrin)fethi. -Denildi ki : Hangi medine? (Hangi şehir?) -Buyurdu ki: Konstantiniyye.
Hz. Mehdi (as)'ın doğduğu ve İslam aleminin batısında kalan şehir ile fethedeceği şehrin ayrı medineler yani ayrı şehirler olduğunu da yine rivayet edilen hadislere bakarak anlamamız mümkündür. Yani, Hz. Mehdi (as) İslam aleminin batısında yer alan büyük bir şehirde doğacak, daha sonra da İslam aleminin bir başka büyük şehri olan İstanbul'u manen fethedecektir.

15- SOYU KAFKASYA'DAN GELİR



Müslümanlardan bir zat (Hz. Mehdi (as)) gelecek, BU ZATIN ŞEREFİ KAFKASYA'NIN EN ULU DAĞINDAN etrafa Güneş'in şuaı (ışık hüzmeleri gibi) gibi şulenisar olacaktır (etrafa ışıltılar saçacaktır). (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s.107)

16- MEKKE VE MEDİNE'DEN DEĞİL, "KAR" OLAN BİR YERDEN ÇIKAR

Horasan tarafından bayraklar çıktığını gördüğünüzde, KAR ÜZERİNDE SÜRÜNEREK DE OLSA, o bayraklara katılınız, zira içlerinde Allah'ın halifesi Hz. Mehdi (as) vardır. (El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, Hadis no. 35)
Hadiste Mehdi (as)'a ulaşmak için "kar üzerinde sürünerek de olsa" ifadesi kullanılmaktadır. Bu ifadeyle Peygamberimiz (sav) çok hikmetli bir şekilde, bazı kimselerin iddia ettiği gibi, Mekke veya Medine şehirlerinden değil, kar yağan, kar olan bir yerden çıkacağını anlatmaktadır.

17- DOĞDUĞU BÜYÜK ŞEHİRDEN ÇIKIP KÖPRÜYÜ GEÇEREK İSTANBUL'A GELECEKTİR



Konstantiniyye'nin fethi sırasında sabah namazı için abdest alırken bir bayrak dikecek. DENİZ İKİYE AYRILARAK SU KENDİLİĞİNDEN UZAKLAŞACAK VE AÇILAN YOLU TAKİP EDEN HZ. MEHDİ KARŞI KIYIYA GEÇECEKTİR. Sonra bir bayrak daha dikecek ve diyecek ki: "Ey insanlar, ibret alınız. Deniz Ben-i İsrail'e nasıl yol verdiyse bize de öyle yol verdi..." (El-Kavl-ül Muhtasar fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 57)
Hz. Mehdi (as)'ın denizde kuru bir yol açılacağı söylenerek bir köprüye de işaret edilmiş; Hz. Mehdi (as)'ın bir köprüden geçerek İstanbul'a geleceği haber verilmiştir

18- DOĞU TARAFINDAN ÇIKAR

Hasan'ın evladından birisi (HZ. MEHDİ (AS)) DOĞU TARAFINDAN ÇIKACAK.... (Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 22)

19- TÜRK MİLLETİ İÇİNDEN ÇIKACAKTIR



HZ. MEHDÎ (AS) RUM'DAN, TÜRKLERDEN (çünkü, eskiden Türkiye'ye "Diyar-ı Rum" deniliyordu) AYRILMAYACAKTIR. (İş'afü'r-Rağıbîn'den naklen Tılsımlar Mecmuası, Bediüzzaman Said Nursi, s. 212)

20- KUTSAL EMANETLERİN OLDUĞU YERDEN, YANİ İSTANBUL'DAN ÇIKAR




PEYGAMBER (SAV)'İN SOFTAN BAYRAĞI İLE ÇIKACAKTIR. O BAYRAK DÖRT KÖŞELİ OLUP, DİKİŞSİZDİR VE RENGİ DE SİYAHTIR. Onda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (sav)'in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s. 23)
Alametlere gelince; BERABERİNDE ALLAH RESULÜNÜN (SAV) GÖMLEĞİ, KILICI, SANCAĞI BULUNACAKTIR. O sancak ki Peygamberin (sav) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır... (Kıyamet Alametleri, s. 164)



21- İSTANBUL'U MANEN, İLİMLE FETHEDECEKTİR



Hz. İbni Amrdan (ra) rivayet edilmiştir:
Peygamberimiz (sav) buyurdu ki: "Ey Ümmet! Altı şey vardır ki; onlar olmadan kıyamet kopmaz, (altıncısı) MEDİNENİN (ŞEHRİN) FETHİ."
DENİLDİ Kİ: HANGİ MEDİNE? (HANGİ ŞEHİR?)
BUYURDU Kİ: KONSTANTİNİYYE (İSTANBUL).
(Medineli Allâme Muhammed b. Resul el-Hüseynî el-Berzencî, Kıyamet Alametleri, 204 Ramuz-el Ehadis, 296)
Nuaym bin Hammad, Ebu Cafer'den şöyle rivayet etmiştir: "… Zulmü ve zalimleri engelleyecek, ülkeler düzelecek, CENAB-I HAK KENDİSİNE İSTANBUL'U (MANEN) FETHETTİRECEKTİR." (Ukayli "En-Necmu's-sakıb fi Beyanı Enne'l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale't-Temam ve'l kamal")
ALLAH KONSTANTİNİYYE'Yİ (İSTANBUL'U) ÇOK SEVDİĞİ DOSTLARININ ELİYLE FETHEDECEK... Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak. (Kıyamet Alametleri, s. 181)

22- BULUNDUĞU YERDE ÇOK SAYIDA BAYRAK OLACAKTIR

Konstantiniyye'nin fethi sırasında, SABAH NAMAZI İÇİN ABDEST ALIRKEN BİR BAYRAK DİKECEK, deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşacak ve açılan yolu takip eden Hz. Mehdi, karşı kıyıya geçecektir. Sonra BİR BAYRAK DAHA DİKECEK ve diyecek ki "Ey insanlar, ibret alınız. Deniz Ben-i İsrail'e nasıl yol verdiyse, bize de öylece yol verdi." (El-Kavlü'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 57)

23- HZ. MEHDİ (AS)'IN KUTSAL EMANETLERLE ÇIKMASI, İSTANBUL'DAN ÇIKACAĞINA İŞARETTİR



Abdullah b. Surefeden rivayet edildi ki: "HZ. MEHDİ (AS)'IN BERABERİNDE, SÜSLENMİŞ BİR HALDE PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN BAYRAĞI OLACAKTIR." (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 65)
Alametlere gelince; BERABERİNDE ALLAH RESULÜNÜN (SAV) GÖMLEĞİ, KILICI, SANCAĞI BULUNACAKTIR. O sancak ki Peygamberin (sav) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır... (Kıyamet Alametleri, s. 164)

HZ. MEHDİ (AS)'IN ÇIKIŞ ZAMANI

24- HZ. MEHDİ (AS)'IN GELİŞİ TÜM İNSANLAR İÇİN BİR MÜJDEDİR



HZ. MEHDİ İLE MÜJDELENİN. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir. O, insanların ihtilaf ve sosyal sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar... (Hz. Ebu Said el Hudri (ra) / Ramuz El-Ehadis 1. cilt, Sayfa 7, No 7 - Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)

25- PEYGAMBERİMİZ (SAV), HZ. MEHDİ (AS)'IN MÜJDELENMESİ GEREKTİĞİNİ BİLDİRMİŞTİR

Ebu'l Hicaf da Peygamber'in (sav) üç defa şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: ''HZ. MEHDİ (AS) HUSUSUNDA MÜJDELER OLSUN SİZLERE. Halkın dağıldığı ve zorlukların baş gösterdiği zaman Hz. Mehdi (as) zuhur edecektir...." (Peygamberin Ehl-i Beytinden Olan Hz. Mehdi (as), s. 16; Bihar-ül Envar, cilt 51, s. 74)
EY İNSANLAR, MEHDİ'NİN ÇIKIŞI İLE MÜJDELENİN. Çünkü AIlah'ın vaadi gerçektir, boşa çıkmaz. O'nun hükmü geri çevrilmez. O, her şeyi hikmet üzere yapar ve her şeyi bilir. Allah'ın fethi yakındır. (Yenabiu'l-Mevedde, Süleyman el-Hüseynî el-Kunduzî, s. 440)

26- HZ. MEHDİ (AS)'IN ÇIKIŞ ALAMETLERİ BİRBİRİ ARDINCA GERÇEKLEŞİR



Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. BİR DİZİDEKİ BONCUKLARIN ART ARDA KOPMASI GİBİ. (Ramuz-El Ehadis, 2776; Camiü's-Sagir, s.3167)
ALAMETLER, AĞI KOPARILIP KAÇAN BALIKLARIN BİRBİRİNİ KOVALADIĞI GİBİ KOVALAR. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, İmam Şarani, s. 478)

27- ZUHURU ANİDEN OLACAKTIR



Kumait'ten; İmam Bakır'a gidip sordum: "Kaim Muhammed Mehdi ne zaman zuhur edecek?" Şöyle cevap verdi: "Aynı soru Allah'ın elçisinin önünde de sorulmuştu ve o şöyle demişti: "Onun çıkışı aniden olan yeniden diriliş anına benzer." (İmam Mehdi Hakkında Sorular ve Cevaplar, Seyid Hüseyin Hüseyni)
Hz. İmam Rıza şöyle buyurdu: "...Babalarımdan nakledilmiştir ki, HZ. MEHDİ (AS) GİZLİCE VE ANİDEN ZUHUR EDECEKTİR." (Yenabi-ul Mevedde, c. 2, s.197)

28- ZULMÜN ARTTIĞI BİR DÖNEMDE ÇIKAR

Mehdi hususunda müjdeler olsun sizlere.
 HALKIN DAĞILDIĞI VE ZORLUKLARIN BAŞ GÖSTERDİĞİ ZAMAN MEHDİ ZUHUR EDECEKTİR. Zulüm ve sitemle dolan yeryüzünü adaletle dolduracaktır… (Bihar-ul Envar, cilt 51, s. 74)
KÜFÜR HER YANI İSTİLA EDİP HÜKMÜ CEMİYET İÇİNDE AŞİKARANE İŞLENMEDİKÇE, HZ. MEHDİ (AS) ZUHUR ETMEZ. Bu vakitte, vaki olan ise, küfrün istilasıdır. Onun kuvvetidir. İSLAM'IN VE MÜSLÜMANLARIN DAHİ ZAAFIDIR. BU VAKİT, RESULULLAH (SAV) EFENDİMİZİN, EHL-İ İSLAM'IN GARİB DÜŞECEKLERİNİ ANLATTIĞI DEVİRDİR…. (İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 2. cilt, 381. Mektup, s. 1184-1186)


29- İNSANLAR HZ. MEHDİ (AS)'I İLK OLARAK 30-40'LI YAŞLARINDA TANIMAYA BAŞLAR

YAŞI 30 İLE 40 ARASINDA OLDUĞU HALDE GÖNDERİLECEKTİR... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

30- HZ. MEHDİ (AS)'IN GELİŞİNDEN ÜMİT KESİLMESİ MEHDİ (AS)'IN ÇIKIŞ ALAMETİDİR

İNSANLARIN ÜMİTSİZ OLDUĞU VE "HİÇ MEHDİ FALAN YOKMUŞ" DEDİĞİ bir sırada Allah Hz. Mehdi (as)'ı gönderir. (Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)
HALK TAM ZUHURDAN ÜMİDİNİ KESTİĞİ ANDA O (HZ. MEHDİ (AS)) ZUHUR EDECEKTİR! Onun zamanında yaşayıp ona yardım edenlere ne mutlu! Ona düşmanlık besleyip, ona ve onun emrine karşı çıkanlara ve onun düşmanlarından olanlara eyvahlar olsun! (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 301)
... HZ. MEHDİ (AS), Resulullah (sav)'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve ÇIKIŞINDAN ÜMİT KESİLDİĞİ BİR SIRADA ÇIKAR... (Ali Bin Husameddin el-Muttaki, Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

HZ. MEHDİ (AS) VE İSTANBUL

31- ÜMİTSİZLİĞİN VE ACILARIN EN YOĞUN OLDUĞU DÖNEMDE ÇIKAR

Davud bin Kesir-i Rıkki der ki: İmam Ebu Abdullah aleyhisselam'a şöyle arzettim: "...Bu emir (yani kıyam) (Hz. Mehdi (as)) çok uzadı öyle ki, kalplerimiz daraldı ve derin hüzünden dolayı ölüyoruz." Buyurdu ki: "BU ZUHUR, DAHA ÜMİTSİZ VE HÜZÜNÜN DAHA ÇOK OLDUĞU BİR ZAMANDA VUKU BULACAKTIR." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 208)
... ONUN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) ZUHURU ÜMİTSİZLİK VE YEİS ESNASINDADIR. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 274)

32- İNSANLARIN ÇOĞUNUN KARARSIZ KALDIĞI BİR DÖNEM HZ. MEHDİ (AS)'IN ÇIKIŞ VAKTİDİR

İmam Sadık'dan: "Zuhurundan önceki dönem uzun olduğu için yalnızca tek bir grup kararlı kalacak ve başka bir grup "Henüz doğmadı!" diyecek. Başkaları diyecekler ki, "Doğdu ve öldü." Diğerleri, "İmam Mehdi, başkasının vücudunda yeniden geldi ve konuşuyor" diyerek günaha girecekler." (Kemal'ud-Din, Cilt 2, bölüm 34:51)


HZ. MEHDİ (AS)'IN ZUHURU VE TANINMASI

33- HZ. MEHDİ (AS)'IN KİM OLDUĞU ALLAH KATINDA BELLİDİR

... Ey Allah'ın kulları, Allah'tan korkun; MEHDİ (AS) ZUHUR EDİNCE, HERŞEYİ BIRAKIP MÜMKÜN OLAN HER VESİLEYLE ONA DOĞRU KOŞUNUZ. ZİRA O ALLAH'IN HALİFESİ VE BENİM VASİMDİR. (Bihar-ul Envar, cilt 51, s.65; Isbat-ul Hüdat, cilt 6, s. 382)

34- HZ. MEHDİ (AS)'I ALLAH MUTLAKA İNSANLARA TANITACAKTIR

Ebu Abdullah (İmam Cafer-i Sadık) buyurdu ki: "Ey Hişam! Bana Amr bin Ubeyd'e ne yaptığını ve ona nasıl bir soru sorduğunu haber ver." Hişam (Sorulan bu soru üzerine Amr bin Ubeyd ile aralarında geçen diyaloğu anlattı.) Dedi ki: "Yoksa Allah; kalbi, bedenin diğer organlarının kuşkularını gidermek için mi var etmiştir?" (Amr bin Ubeyd) Dedi ki: "Evet!" Hişam dedi ki: "Allah Tebareke ve Teala senin bedeninin organlarını kendi başlarına bırakmamış, onlara doğruyu belirginleştiren, kuşkulu şeylerle ilgili kesin inancı ortaya koyan bir imam var etmiştir. BUNU YAPAN ALLAH, BÜTÜN İNSANLARI, ŞAŞKINLIKLAR, KUŞKULAR VE İHTİLAFLAR İÇERİSİNDE BIRAKIR MI? ONLAR İÇİN BAŞVURACAKLARI, KUŞKULARI İÇİN ÇÖZÜM YOLLARI ARAYACAKLARI, ŞAŞKINLIKLARINI BERTARAF ETMESİ İÇİN SIĞINACAKLARI BİR İMAM TAYİN ETMEZ Mİ? SENİN ORGANLARININ ŞAŞKINLIĞINI VE KUŞKULARINI GİDERMEK İÇİN BAŞVURACAĞI BİR İMAM TAYİN EDERKEN, BÜTÜN İNSANLARI ŞAŞKINLIK VE KUŞKULAR İÇERİSİNDE UNUTUR MU?" Ebu Abdullah (İmam Cafer-i Sadık), güldü ve şöyle dedi: "Ey Hişam! Bunları sana kim öğretti? Dedim ki: "Bunları senden öğrenerek bir araya getirdim." İmam buyurdu ki: "Allah'a yemin ederim ki bu, İbrahim ve Musa'nın suhuflarında yer alan gerçeklerdir." (Usul-i Kafi, Yakub bin İshak El Kuleyni, Cilt 1, s. 229)

35- HZ. MEHDİ (AS)'IN ZUHURUNDA ŞÜPHE YOKTUR

Ebu Hamzâ-i Somâli'den: Bir gün İmam Muhammed Bakır'ın yanında oturmuştum. Yanındakiler dağılıp gittikten sonra bana şöyle buyurdu: "EY EBU HAMZA! ALLAH'IN YANINDA DEĞİŞMEYECEK OLAN KESİN HÜKÜMLERDEN BİRİ MEHDİMİZİN KIYAMIDIR…" (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 90-91)

36- HZ. MEHDİ (AS), SAHABE VE TABİİN ZAMANINDA DAHİ ŞEVKLE BEKLENMİŞTİR

Hakem b. Üyeyne: "Muhammed b. Ali'ye dedim ki: "SİZ EHL-İ BEYT'TEN BİRİNİN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) KIYAM EDECEĞİNİ VE HER YERİ ADALETLE DOLDURACAĞINI DUYDUK. ACABA DOĞRU MUDUR?" BUNUN ÜZERİNE, "BİZ DE ÜMİT İÇİNDE ONU BEKLİYORUZ" dedi. (El-Havi, cilt2, s.155)

37- İNSANLAR HZ. MEHDİ (AS)'I BEKLEMEKLE VE ARAMAKLA YÜKÜMLÜDÜRLER

İmam Muhammed Taki Abdulazim Haseni'ye şöyle buyurdu: "KÂİM, VAAT EDİLMİŞ MEHDİ'DİR. GAYBETİ ZAMANINDA ONU BEKLEMEK, ZUHUR EDİNCE DE ONA İTAAT ETMEK GEREKİR... Allah'a andolsun ki, eğer kıyametin kopmasına bir gün dahi kalsa, Allah, Mehdi zuhur etsin ve yeryüzünü zulümle dolduğu gibi adaletle doldursun diye o günü uzatır..." (Bihar-ul Envar, cilt 51, s.156; Isbat-ül Hüdat, cilt 6, s.420)

38- ALLAH, DÜNYANIN SON GÜNÜ DAHİ OLSA, HZ. MEHDİ (AS)'IN ZUHURU İÇİN O GÜNÜ UZATACAKTIR

Benim Ehl-i Beytimden bir şahıs (Hz. Mehdi (as)) bütün dünyaya hakim oluncaya kadar GÜNLER VE GECELER GİTMEZ. (En-Necmu's Sakıb, Ukayli)
EĞER DÜNYADAN BİR GECE BİLE KALSA, ALLAH ONU UZATIR ve Ehl-i Beytimden birisini (Hz. Mehdi) melik kılardı. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)
DÜNYADA TEK BİR GÜN KALSA BİLE (KIYAMET KOPMADAN) ALLAH O GÜNÜ UZATACAK, adı adıma, babasının adı da babamın adına uygun EHL-İ BEYT'İMDEN MUTLAKA BİR KİMSE (Hz. Mehdi (as)) GELECEK.... (Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5. cilt, s. 365)

39- İMAN EDENLERLE MÜNAFIKLARIN TAM OLARAK AÇIĞA ÇIKMASINDAN SONRA HZ. MEHDİ (AS) ZUHUR EDER

Süleyman bin Bilâl der ki: "İmam Cafer-i Sadık babasından, o da dedesinden nakleder ki, Hz. Hüseyin şöyle buyurdu: Bir gün adamın biri Emirülmüminin Ali'nin yanına gelerek: "Ey Emirülmüminin! Bize şu Mehdi'nizden bahseder misin?" diye arzedince şöyle buyurdu: "GİTMESİ GEREKENLER GİDİP DE MÜMİNLER AZALDIĞINDA VE FİTNECİLER GİTTİĞİNDE İŞTE ORADA (YANİ UZAK BİR YERDE ZUHUR EDECEKTİR.)"
 (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s.250)

HALKIN BÜYÜK KISMININ BAŞTA ONU TANIYAMAMASI

40- HALKIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU İLK BAŞTA ONU TANIMAZ

Hz. İmam Hüseyin'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Hz. Mehdi (as) KIYAM ETTİĞİNDE HALK ONU TANIMAYACAKTIR..." (Ikd-üd Dürer, s. 41)



41- O HALKI ÇOK İYİ TANIR, AMA HALKIN ÇOĞU ONU TANIMAZ

AMA HÜCCET (HZ. MEHDİ (AS)) HALKI TANIR, HALK İSE ONU TANIYAMAZ. TIPKI YUSUF GİBİ. YUSUF HALKI TANIDIĞI HALDE ONLAR YUSUF'U İNKAR EDERLERDİ. Sonra Hz. Ali şu ayeti okudu: "Kullara yazıklar olsun, Resül onlara geldikçe onunla alay ediyorlardı." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 162)

42- HZ. MEHDİ (AS) HALKTAN BİR KİŞİ GİBİ DAVRANACAĞI İÇİN İLK BAŞTA TANINMAZ

İmam Sadık şöyle buyurmaktadır: Bu işin sahibinin (Hz. Mehdi (as)'ın), Yusuf (as)'a benzerliği bulunmaktadır. Çünkü Yusuf (as) kardeşlerini tanımıştı, ancak kardeşleri onu gördükleri zaman, KENDİNİ TANITINCAYA KADAR ONU TANIMAMIŞLARDI... HALBUKİ O [HZ. MEHDİ(AS)], ONLARIN ÇARŞILARINDA GİDER GELİR. TOPLANTILARINDA HALILARININ ÜZERİNE AYAK BASAR. Allah'ın izni ile kendini tanıtıncaya kadar onlar onu (Hz. Mehdi (as)'ı) tanımayacaklar. (Mucem-ul Ehadisi İmam Mehdi, cilt. 3)

43- İLK BAŞLARDA İNSANLARIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ HZ. MEHDİ (AS)'DAN UZAK DURACAKTIR

KOYUNLARIN ÇOBANLARINDAN KAÇMASI GİBİ İNSANLAR ONDAN (HZ. MEHDİ (AS)'DAN) KAÇACAKLARDIR... Daha sonra insanlar her yerde bir ıslahatçı aramaya başlarlar. Ancak ondan başka kendilerine yardım edecek birini bulamadıklarından, ona koşmaya başlarlar... (Bihar ul-Envar, cilt 52, S. 326)

ZAMANI GELDİĞİNDE TANINIR

44- HZ. MEHDİ (AS), ALLAH'IN İZİN VERDİĞİ BİR ZAMANDA TANINIR

Bizden olan hak üzere Kâim (Hz. Mehdi (as)) kıyam etmedikçe asla kıyamet kopmaz. BU DA ALLAH'IN İZİN VERDİĞİ BİR ZAMANDA OLACAKTIR. Ona uyan kurtulur, ondan geri kalan ise helak olur... (Bihar-ul Envar, cilt 51, s. 65; Isbat-ul Hüdat, cilt 6, s. 382)
...ALLAH DİLEDİĞİ ZAMANA KADAR ONU (HZ. MEHDİ (AS)'I) GÖZDEN UZAK TUTAR. DAHA SONRA ZUHUR EDER ve yeryüzünü önceden zulümle dolduğu gibi adaletle doldurur. (Bihar-ul Envar, cilt 52, s. 32; İsbat-ul Hudat, cilt 6, s. 19)


45- İNSANLARIN HZ. MEHDİ (AS) HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ İLK ÖNCE BİRBİRİNDEN FARKLI OLUR, FAKAT SONRA TÜM GÖRÜŞLER BİRLEŞİR

ZAMANIN SAHİBİ EL-MEHDİ (HZ. MEHDİ (AS)) HAKKINDA FARKLI GÖRÜŞLER BİRLEŞEREK TAKİP EDECEK, ÇEŞİTLİ ZİHİNLER ARASINDA BUNLAR BİRLEŞECEK, onun vesilesiyle en yakın dostlarınızın hakları sökülüp çıkartılacak, onun vesilesiyle düşmanlarınızın kötülüklerine karşı koyacak ve yeryüzünü onun vesilesiyle iyilik ve adaletle dolduracaksınız... (Seyyid Murtaza Müçtehidi Sistani, Nashr Almas Yayınları, s. 343)

46- ZAMANI GELDİĞİ ZAMAN İNSANLAR HZ. MEHDİ (AS)'IN ÇEVRESİNDE TOPLANIRLAR

Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) ZAMANI ULAŞTIĞINDA... İNSANLAR SONBAHARIN BULUT PARÇALARI GİBİ ONUN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) ETRAFINA TOPLANIR. (Nech-ül Belağa, İlginç Sözler-1)

47- HZ. MEHDİ (AS)'A YARDIMCI OLANLAR ONU ALAMETLERİNDEN TANIRLAR

Hz. Ali şöyle buyurur: "...ALLAH HZ. MEHDİ (AS)'IN YARDIMCILARINI KORUR, ONLARA NİŞANE VE ALAMETLERLE YARDIMCI OLUR ve onları yeryüzünün tüm insanlarına galip kılar." (İsbat-ul Hudat, cilt 7, s. 49)

48- HZ. MEHDİ (AS) İNSANLARA AZİZ VE SEVGİLİ OLDUĞUNDA ZUHUR EDER

Seleme b. Züfer şöyle der: .. "MEHDİ, İNSANLARIN KÖTÜLÜK, CÂNİLİK VE ZULÜMDEN BIKTIĞI VE HİÇBİR GAİB ONUN KADAR AZİZ VE SEVGİLİ OLMADIĞI BİR ZAMANDA KIYAM EDECEKTİR." (El-Havi, cilt 2, s.159)